ANKARA OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ BAŞKENTİN BELLEĞİNİ BUGÜNE TAŞIYOR  
ANKARA OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ BAŞKENTİN BELLEĞİNİ BUGÜNE TAŞIYOR

ANKARA OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ BAŞKENTİN BELLEĞİNİ BUGÜNE TAŞIYOR

Geleneksel Türk giyim ile el sanatlarını araştırarak yaşatmayı ve geliştirmeyi hedefleyen Ankara Olgunlaşma Enstitüsü, ürettiği başkent temalı ürünlerle kentin kültürel geçmişini bugüne ve geleceğe aktarıyor.


Ankara Olgunlaşma Enstitüsünün giyim, el sanatı, kuyumculuk, grafik, seramik ve cam alanlarındaki Ankara temalı eserleri, başkentin antik dönemlerden bugüne uzanan yolculuğunda simgeleşen ürün ile figürleri sanat ve modayla gündelik hayata taşıyor.

 

Bu eserler arasında geleneksel Ankara evlerinin resmedildiği fularlar, camdan üretilen Hitit geyiği, kentin geleneksel dokuması sof kumaşı ve dünyada yalnızca Gölbaşı ilçesinde yetişen endemik bir tür olan sevgi çiçeği tasarımları en çok beğenilen ve öne çıkan ürünler oldu.

 

Enstitüde tarihi fotoğraflardan yola çıkarak geleneksel Ankara ev ve sokaklarının pentür tekniğiyle fular üzerine resmedildiği yeni bir çalışma başlatıldı.  İpek kumaşı enstitünün sanat tasarımı öğretmeni Bahtinur Çelik'in bulduğu farklı bir yöntem kullanılarak daha bütünsel görünen bir sonuç elde edildi. Benzer bir çalışmanın kravatlara da uygulanması planlanıyor.

 

Enstitüde gelenekten geleceğe uzanan eserler üretmek için Ar-Ge çalışmaları ve uygulamaları yapılıyor. Enstitü yönetici ve öğretmenleri fular, kıyafet ve kumaş üzerine uygulanan çalışmalara çok talep olduğunu, siparişlerin yanı sıra koleksiyon için de çalışmalar yürütüldüğünü belirtiyor. En çok satılan ürünler arasında Ankara'ya has figürlerin yer aldığı eserler yer alıyor.

 

Enstitüde gerçek Ankara sofuna en yakın kumaş dokunuyor

Ankara keçisinin tiftiğinden üretilen sof, yazın serin, kışın sıcak tuttuğu için padişahlar tarafından da sıkça kullanılmış. Örneğin Yavuz Sultan Selim'in  softan başka hiçbir kumaş kullanmadığını en çok da yeşil rengi tercih ettiğini belirten öğretmenler, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde de sof dokumadan saray kumaşı şeklinde bahsedildiğini aktarıyor.

Dayanıklı ve su geçirmeyen bir kumaş olduğu için eski dönemlerde giyim ve ev tekstilinin yanı sıra dış alanlarda hatta gemi yelkenlerinde de kullanılmış.

Enstitüde en son 19. Yüzyılda Ankara'da üretilen sof kumaşın yeniden dokunması için 3 yıl boyunca kurumsal olarak çalışmalar yürütüldü.

 

Ankara sofunun, günümüze ulaşabilen 8 örneğinden 5'i Etnografya, 3'ü ise İstanbul'daki Sadberk Hanım Müzesi'nde bulunuyor. Sofun bugün üretilmiyor olma sebebinin kumaşın kendine ait özel dokuma sırlarının unutulması olduğunu belirten Ankara Olgunlaşma Enstitüsü El Sanatları Alan Şefi Didem Özkorucuklu, tiftik kumaşların her bölge ve atölyede üretilebileceğini ancak bunların sof kumaşı kabul edilemeyeceğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bir kere atkısı ve çözgüsü tiftik olmak zorunda, ikincisi atkı ve çözgüdeki tiftik ipinde asla hiçbir karışım olmamalı. Ayrıca kumaş dokuma işlemini bitirdikten sonra, sırlama işlemi dediğimiz, kumaşın yumuşatılması gerekiyor. Bu işlemleri mümkün olduğunca geleneksel yöntemlerle yapıyoruz. Sof dokumacılığına ilişkin bilgilerimizi araştırmacıların yaptığı analizler ile Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde yer alan ifadelere borçluyuz. Örneğin Seyahatname'de sofun üzerinde çok güzel desenler bulunduğu anlatılır. Bu desenler kumaşın sırlanması sonrası üzerinde çıkan harelerdir. Biz gerçek sofa en yakın kumaşı dokuyan tek kurumuz. 21. yüzyıldayız ve tekrar bu tarihi uyandırmaya çalışıyoruz. O yüzden emek isteyen ve meşakkatli bir yolda yürüyoruz."

 

Ankara Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü İlknur Koçbıyık ise, "Ankara" ve "renk renk Anadolu" temasıyla güncel tasarımlar yaparak gelecek kuşaklara eski kültürü anlatmak ve onların üzerlerinde bu kıyafetleri görmek için çabaladıklarını kaydetti.

 

Enstitüdeki 82 öğretmen, 61 usta öğreticiyle 7 dalda eğitim verdiklerini ve 13 atölyede üretim faaliyeti yaptıklarını aktaran Koçbıyık, "Ayrıca hazırladığımız koleksiyonları, sergi ürünlerini yurt içi ve dışında, uluslararası platformlarda hem sergiliyoruz hem defilelere çıkarıyoruz. Türk kültürünü tanıtmak için bu şekilde etkinliklerimiz oluyor. Üretmeye başladığımız sof kumaştan elde edilecek ürünleri koleksiyon haline getirip bu kumaşın kullanım alanını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz." ifadesini kullandı.

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.